Sürdürülebilir Kent içi Hareketlilik Planları’nda (SUMP) Türkiye’nin Durumu

Türkiye’de her geçen gün artan kent içi nüfus ve dolayısıyla artan araç sahiplik oranı, kent halkının trafik sorunları ve buna bağlı olarak da hava, gürültü kirliliği ve sağlık sorunları yaşamasına neden olmuştur. Ulaşım Ana Planları Türkiye’de kentlerin ulaşım sorunlarını toplu taşıma, trafik, ulaşım altyapısı odaklı olarak çözmek için nüfusu 100.000’in üzeri belediyelerce 15 yıllık olarak her 5 yılda bir yenilenmek üzere hazırlanmaktadır. Ancak geçtiğimiz yıllarda bütüncül bir yaklaşım olmadan sadece Ulaşım Ana Planları ile kent içi ulaşım problemlerinin ortadan kalkmadığı görülmüştür.

 2000’lerde Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin şehirleri de Türkiye’deki şehirler gibi kent içi ulaşım problemleriyle yüzyüze gelmiş ve bu problemleri bizim şehirlerimiz gibi Ulaşım Ana Planları ile çözemedikleri için, Avrupa Komisyonu (AK) 2009 yılında Kent içi Hareketlilik Aksiyon Planı ile SUMP’ları bu sorunların çözümüne bir alternatif olarak sunmuştur. 2014 yılında AK desteğiyle yerel yönetimler ve kent içi ulaşım ve hareketlilik konularında çalışanların uygulama süreçlerini kolaylaştırmak için “SUMP Geliştirme ve Uygulama Kılavuzu” hazırlandı. Bu planların uygulanması AK tarafından zorunlu kılınmamakla birlikte pekçok AB şehrinde bu planlar Ulaşım Ana Planlarının yerini almıştır ve AK da bu planları fon desteği sunarak yaygınlaştırmaktadır.

 

Bremen

Bremen

SUMP’lar entegre bir planlama yaklaşımı olup kamu-özel, yolcu-nakliye, motorlu-motorsuz (yürüme, bisiklete binme), hareket halinde-park halinde ulaşım gibi tüm ulaşım türlerini ve daha sürdürülebilir çözümler olan ulaşım türleri arası entegrasyonu, kapıdan kapıya hareketliliği, yol güvenliğini, hareketlilik yönetimini ve Akıllı Ulaşım Sistemlerini destekler. SUMP’lar Ulaşım Ana Planlarını, Lojistik Ana Planlarını ve Arazi Kullanım Planlarını kendi altında altında birleştirir, tüm bu planları birbirleriyle ilişkili olarak, bu planları hazırlayan ekiplerle birlikte bütüncül ve kapsamlı olarak hazırlar, amacı ulaşım türlerinin herkes için erişilebilir, emniyetli, güvenli olması, hava ve gürültü kirliliğinin azalması, uygun maliyetli ulaşım türlerinin artması ve kentsel çevrenin iyileşmesi, kent halkının yaşam kalitesinin artmasıdır.

Yukarıda özetlediğim AB’deki gelişmeler ve Türkiye’nin ulaşımdaki mevcut sorunları nedeniyle, WRI Türkiye Sürdürülebilir Şehirler 2015 yılı Kasım ayında moderatörlüğünü Güneş Yerli’nin üstlenmiş olduğu SUMP kapasite geliştirme ve Türkiye’nin sürdürülebilir kent içi ulaşımdaki mevcut durumunu incelemek için bir çalıştay düzenledi. Çalıştaya Türkiye Büyükşehir Belediyelerinden 16 temsilci katıldı. “SUMP Geliştirme ve Uygulama Kılavuzu” yazarlarından olan Rupprecht Danışmanlık’tan Dr. Susanne Böhler çalıştayda Kılavuzu ve Rupprecht Danışmanlık’ın “SUMP Kendini Değerlendirme Online Tool”unu katılımcılara anlattı. Bu Tool ilk defa Brüksel ile eş zamanlı olarak bu çalıştayda sunuldu ve bu Tool şehirlerin mevcut planlarını SUMP’a dönüştürme süreçlerini ve planların “SUMP Geliştirme ve Uygulama Kılavuzu”nda anlatılan planlara uygunluğunu denetler. Çalıştayda ayrıca AB Türkiye Delegasyonu’ndan Dr. Göktuğ Kara SUMP geliştirilmesi için açılacak fonlar konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Çalıştayda SUMP en iyi uygulayan şehir örneklerinden Berlin ve Budapeşte’nin proje yöneticileri Michael Glotz ve Timea Lendvai projelerini ve şehirlerine kazandırdıklarını anlattılar. Türkiye’de ilk SUMP 2015 yılında Eskişehir’de başlatılmış olduğundan, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nden Aytaç Ünverdi de çalıştayda SUMP konusunda bugüne kadar geldikleri aşamaları ve ilerideki süreçlerini, hedeflerini diğer belediye temsilcileriyle paylaştı.

Bu çalıştayda katılımcılar yayalaştırma, bisiklet yolları, elektrikli ulaşım sistemleri, ulaşım türleri arası entegrasyon gibi şehirlerinde tamamladıkları sürdürülebilir kent içi ulaşım çözümlerini ve bu çözümlerin şehirlerine kattıklarını, mevcut Ulaşım Ana Planlarına entegre etmeye çalıştıklarında yaşadıkları sorunları, kapasite eksikliklerini paylaştılar ve SUMP konseptinin ulaşımla ilgili problemleri çözme konusunda teşvik edici özelliği olduğunu belirttiler. Katılımcılar AB aday ülkesi olduğumuz için 2016 yılında SUMP’ların fonlarla destekleneceği bilgisini aldılar ancak bu planları hazırlamak için politik istek ve desteğe ihtiyaç duyulacağını ve SUMP literatürünü takip etmek için teknik kapasite ve dil engeli problemlerinin öncelikli olarak ortadan kalkması gerektiğini vurguladılar.