Yeni Büyükşehirlerde Sürdürülebilir Kentsel Gelişim – Pınar Köse’nin Unibusiness Dergisi Temmuz Yazısı

Türkiye’de son olarak büyükşehir olan iller ile 30 adet büyükşehir kenti bulunmaktadır. Bu kentlerdeki yerel yönetimler de özellikle mart ayındaki seçimlerden sonra kentlerinin kalkınması ve gelişmesi için yeni projeler üretmek üzere hızla yeni kademeler oluşturmaya ve çalışmalarına başladı. Bu nedenle, kentlerin kalkınması ve gelişmesi için yapılan projelerin sürdürülebilir olması büyük önem taşımaktadır. Planlamalar kentin ve kentlilerin ekonomik ve sosyal gelişim sürecinin çevresel etkiler göz önüne alınarak ypaılması tarihsel sürece de baktığımızda zorunluluk arz etmektedir.

Kentler sanayi devriminden sonra ilk etapta ekonomik gelişim aktörleri olarak öne çıkmış, ardından kırsaldan göçlerin artması ile sosyal gelişmenin de merkezi haline gelip bu alanlardaki politikaların belirlenmesinde itici güçler olmuşlardır. Bu çerçevede barınma, istihdam, hizmet gibi konularda önemli potansiyeller oluşturma özelliklerine sahiptirler. Ancak günümüze kadar sadece ekonomik ve sosyal gelişme kavramları ile planlanan kentlerin sağladığı faydalar yanında önemli sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu sorunları şu şekilde özetleyebiliriz: Kötü hava kalitesi, plansız altyapı nedeniyle trafik sıkışıklığı, yetersiz toplu taşıma olanakları, güvensiz su kaynakları, artan atık su ve atık sorunu ile azalan yeşil alan. Şüphesiz bu sıralanan sorunlar kentlerde yaşam kalitesinin düşmesine, verimliliğin azalmasına, felaketlerin büyümesine ve her türdeki maliyetlerin artmasına neden olmaktadır. Bununla birlikte bu sorunların arkasında yatan nedenlerin birbirleri içinde dönüşümlü olarak plansız kentleşme ve hızlı nüfus artışı olduğu görülmektedir.

Monocle En Yaşanabilir Kentler İndeksine göre, 2014'ün en yaşanabilir kenti Kopenhag

 

Bu bağlamda, özellikle yeni büyükşehirlerde yaşanması beklenen hızlı büyüme, bu kentlerdeki mevcut kent planlama ve yönetim kapasitelerinin çok önünde gitmektedir. Yerel çözümler ile planlanmayan ve yönetilemeyen kentsel gelişim sonucu yaşanan bu kentsel bozulma sonuçta kentlerin ülkesel gelişme sürecindeki katkılarını en aza indirmektedir; hatta ekonomik anlamda etkililiği, sosyal adaleti ve güçlükle korunabilen çevresel değerleri tehdit ederek çoğunlujla bu gelişmeyi engellemekedir.

Günümüzde Türkiye nüfusunun neredeyse yarısı kentlerde yaşamakta olup bu sayı her geçen gün artmaktadır. Birleşmiş Milletler’in tahminine göre dünyada 2015 yılına kadar artması beklenen nüfusun yaklaşık 1 milyarı kentlere eklenecek ve dünya nüdusunun yüzde 56’sı kentlerde yaşayacaktır. Kentli nüfusunun bu derece artması ile gerek çevresel gerekse de kentsel hizmet ve altyapı konuları üzerine inanılmaz baskılar doğacaktır. Hiç şüphesiz bu olağanüstü büyüme, sürdürülebilir kentleşme sağlanması için; kentleşmenin ölçeğinin tanımlanmasını zorunlu kılmaktadır.

Yerel çözümler ile planlanmayan ve yönetilemeyen kentsel gelişim sonucu yaşanan bu kentsel bozulma sonuçta kentlerin ülkesel gelişme sürecindeki katkılarını en aza indirmektedir.

Türkiye’nin 2011-2014 dönemi için yönetim kurulu üyesi olduğu Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Programı (UN-HABITAT), insanların barınma olanaklarına eşit erişimin sürdürülebilirliğine karşı kentlerde meydana gelen sorunları çözmek için ülkelere destek sağlamaktadır. Yayınladıkları raporlarda kentlerin çevresel ve sosyal gelişim stratejileri konusunda değerlendirmeler ve öneriler yapan program, 21’inci yüzyılın kentlerinin kentsel gelişimi ile ilgili yenilikçi ve sürdürülebilir politikalar tanımlamaktadır.

Ülkemizdeki büyükşehir belediyelerinde kentsel gelişim hiyerarşisinde yer alan tüm planlamalar sürdürülebilir kentsel gelişim çerçevesinde çevresel bir bakış açısını gerektirmektedir. Öte yandan sürdürülebilir kentsel gelişim için yapılan uygulamalar küresel kriterler göz önünde bulundurulup ülkemizin özgün dinamikleri doğrultusunda ele alınmalıdır. Çünkü gelişmiş olan ülkelerde geçerli olan sürdürülebilir kentsel gelişme içeriğinin gelişmekte olan ülkelerde başkalaşım gösterme olasılığı çok yüksektir. Yerel yönetimler kentlerin sürdürülebilirliği için yerel çözümler geliştirmektedir.