Güvenli Yollar için Neler Yapıldı? Neler Yapılmalı?

Trafik çarpışması dendiğinde, Dünya Sağlık Örgütü her yıl 1 milyonun üzerinde hayat kaybı ve yaklaşık 50 katı kadar da yaralanmanın yer aldığı bir bilançoyu gözler önüne seriyor.

Ölçeği biraz daha küçülterek ülkemizi ele alırsak, her yıl 10.000 kişinin hayatını kaybettiğini, 200.000 kişinin de sakat kaldığı gerçeğiyle yüzleşmekteyiz.

Ölümlü kazaların %90’ı orta ve düşük gelirli ülkelerde gerçekleşiyor. Halbuki bu ülkelerdeki toplam araç saysı dünya üzerindeki toplam araç sayısının yarısı bile etmiyor. İşte tam bu noktada akıllara yollarımız ne kadar güvenli sorusu geliyor.

RS10 – 10 Ülkede Yol Güvenliği

Yukarıda yer alan rakamlar ki bunlar insan sağlını ve hayatını temsil ediyorlar, 2010 yılından itibaren  birçok kurumu harekete geçirerek geç de olsa  yol güvenliği konusunda ciddi adımlar attırdı.

  • 2010 yılında Bloomberg Philanthropies tarafından fonlanan ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) koordinasyonunda ilerleyen bir program başlatıldı. RS10 adı verilen bu program trafik kazalarının yoğun olarak yaşandığı, dünya genelinde gerçekleşen toplam kazalarının neredeyse yarısının  meydana geldiği on ülkeyi kapsıyor. Programın hedefi ise, 2020 yılında 5 milyon trafik çarpışması kaynaklı ölümün önüne geçmek. Bu hedef doğrultusunda, Brezilya, Kamboçya, Çin, Mısır, Hindistan, Kenya, Rusya, Meksika, Vietnam ile birlikte Türkiye de yol güvenliği arttırıcı çalışmalar için kolları sıvadı.
  • Aradan iki seneye  yakın bir zaman geçti ve 2012 yılında, Türkiye’de yol güvenliği politikaları ve stratejilerini önceliklendiren Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu bir araya geldi. “Yol Güvenliğinde 10 yıllık Eylem Planı” adı altında,  trafik çarpışması kaynaklı ölümlerin 2020 yılına kadar %50 oranında azaltılmasını hedefleyen stratejiler geliştirdi.
  • Takip eden süreçte, 2013 yılının Nisan ayında, Başbakan tarafından Yol Güvenliği Platformu aktif hale getirdi. Bu platform, yol güvenliği planını uygulmaya geçirerek kullanıcı alışkanlıklarının değiştirilmesi (yüksek hızın önlenmesi ve emniyet kemeri kullanımı gibi) üzerine yoğunlaştı. Yol güvenliği üzerine çeşitli çalışmalar ve kampanyalar gerçekleştirilmeye devam ediyor.
  • 2013 yılı Aralık ayında da; Dünya sağlık Örgütü (WHO), Küresel Yol Güvenliği Ortaklığı (GRSP), Dünya Bankası, John Hopkins Üniversitesi (JHU), Uluslararası Güvenli Yol Seyahat Birliği (ASIRT) gibi RS10 projesinin uluslararası ortaklarından biri olan  EMBARQ Türkiye – Sürdürülebilir Ulaşım Derneği de, Yol Güvenliği Laboratuvarı Projesi’ni başlattı.

RSLab Yol Güvenliği Laboratuvarı

Yol Güvenliği Laboratuvarı, bir takım kriteler ışığında seçilmiş Türkiye’nin 5 şehrinin, yol güvenliği açısından en problemli 25 noktasında incelemelerin yapıldığı, yerel yönetimlere teknik destek sağlamak ve farkındalık yaratmak amacıyla hayata geçirilmiş bir proje.

Proje kapsamda EMBARQ Türkiye teknik ekibi, Konya, Kocaeli, Eskişehir, Kayseri ve Antalya şehirlerinin  geçmişe dönük trafik kaza kayıtlarının yer aldığı veri setleri üzerinden analizler yaparak, her şehir için belirledikleri 5 adet kaza kara noktasında Danimarka’lı yol güvenliği uzmanı eşliğinde saha çalışmaları gerçekleştirdi.

IMG_2561

Her bir nokta için farklı yol güvenliği mühendislik ve tasarım önerileri ortaya kondu. Bu önerilerin hayata geçirilmesi ile birlikte ölümlü ve yaralanmalı kaza sayılarındaki tahmini azalma değerleri, hazırlanan raporlarla yerel yönetimlerin ilgili birimleriyle paylaşıldı.

Oldukça kapsamlı yapılan bu çalışmaların birçok aşamasında karşılaşılan problemler, değerli birer bilgi olarak projenin çıktısında yer aldı. Veri setleri analizi aşamasında yaşanan sorunlara birkaç örnek vermek gerekirse,

  • Trafik kaza tutanakları doldurulurken, kullanılan araç GPS’lerinin kaza yerine dair her zaman sağlıklı bilgi verememesi,
  • Kaza tutanaklarının eksik doldurulması veya başka bir ortama aktarılırken verilerde önemli kayıpların/ hataların meydan gelmesi ( kaza saati, kaza yeri koordinatları, vb.),
  • Bazı şehirlerde geriye dönük verilerin bir ya da iki yıllık bir zaman dilimiyle sınırlı kalması,

gibi durumlardan bahsedilebilir. Bu problemlerin ortak özelliğiyse, yol güvenliği çalışmalarının ilerlemesinin , hızlanmasının ve diğer şehirlere yayılmasının  önünde duran en büyük engellerden biri olan veri seti problemleri olmaları.

Kaza Verilerinin Önemi 

Ölümlü, yaralanmalı trafik çarpışmalarının meydana geldiği, yol güvenliği açısından eksiklerin ya da hataların bulunduğu yerlerin güvenli hale getirilmesi bir yana, bu yerlerin tespit edilmesi, bir kaza kara noktası olup olmadığının saptanması ve eğer öyle ise bu durumun kaynağının araştırılması için kaza verilerine ihtiyaç duyulur. Analizlerin sağlıklı sonuçlar ortaya koyabilmesi için de, paylaşılan veri setlerinin hata içermiyor olması gerekir.

Veri setleri içerisinde yer alan hataların giderilmesi amacıyla Trafik Emniyet Müdürlüğü’nün çeşitli eğitimler vermesi bir çözüm olabilir. Bununla birlikte, teknolojik imkanlar dahilinde, trafik ekipleri kaza tutanaklarını el ile değil tabletler aracılığıyla güvenilir bir şekilde doldurup, varsa bir diğer sisteme aktarımını bu şekilde gerçekleştirebilir.

Böylelikle daha sürdürülebilir, doğruluk payı yüksek ve sağlıklı sonuçlar ortaya çıkartacak kalitede işlenebilir veri depolama şansına sahip olunur ve bu zengin kaynak üzerinden daha kapsamlı çalışmalar yürütülerek, yol güvenliği çalışmalarında kısa sürede büyük gelişmeler elde edilebilir.