EuroVelo Türkiye’den geçerse…

p1

Biz bisikletli tatillerimize Almanya’da yaşarken başladık. Önce ödünç aldığımız kamp malzemeleri ile haftasonları şehri çevreleyen ormanlara ve göl kenarlarına kısa turlar yaptık. Sonra gözümüzü başka şehirlere çevirdik. Trenle biraz daha uzaklara gidip  oralarda turlar yapmaya başladık. Kendimizi bir haftalık bir tur için hazır hissettiğimizde ise neredeyse tamamı bisiklet yollarından oluşan Bodensee-Königssee parkurunda pedalladık. 418 km boyunca yoldaki her köyde durduk, fotoğraf çektik, içme suyu tedarik ettik, marketten alışveriş yaptık, cafelerden birinde mutlaka birşeyler yedik içtik, iki-üç odalı pansiyonlarda konakladık.

İnternetten veya bisiklet haritalarından faydalanarak bu şekilde Avrupa’da bir çok tur yaptık. Bizim gibi turlar yapan yüzlerce aileyle tanıştık. Özellikle küçük çocukları ailelerin kendi bölgelerinde bisikletli tatil yaptıklarını gördük. Evden çok da uzaklara gitmeden, otomobil trafiğinden uzak, yaşadıkları coğrafyayı tanıyabildikleri turlar.

p2

Biraz daha uzun yol yapmak isteyenler, nehir kenarlarını izleyen Fransa’daki Loire Vadisi bisiklet yolunu veya Tuna nehrini izleyen dokuz ülkeyi kapsayan dünyaca ünlü Danube Bike Path’i seçiyorlar. Bunları da yaptıktan sonra artık macera istiyorlar ve gözlerini Türkiye’ye çeviriyorlar. Planlanan rotaların başlangıç veya son noktaları İstanbul olmaya başlar. Eve dönünce de binlerce fotoğraf arasından en güzelleri seçilir, önce facebookta sonra instagramda ve varsa kişisel blogta ve websayfasında yayınlanır hikayeler ballandırarak anlatılır.

trentobike bisiklet turları portalına hızlıca bir göz gezdirirsek eğer Türkiye’de tur yapmış bisikletçilerin ülkemizden çok güzel hikayeler paylaşmış olduğunu görürüz. Aslında hepsi yoğun trafikten, otomobillerin hız limitlerine uymamasından mutlaka bahseder ama diğer ülkelerden farklı olarak ilk kez ülke insanına yaklaşma fırsatı buldukları, evlere gece kalmaya davet edildikleri, mutlaka çay içmeden ayrılamayacakları dükkanları da Türkiye’de bulduklarını yazarlar.

Arkeolojik alanlar, doğal güzellikler ve geleneksel köylerin zenginliği ile turizm potensiyalimizi kullanamadığımızdan yakınırız. Tanınmış bir bisiklet ağı ülkemizi kapsarsa, köylerimizi, kültürümüzü, yemeklerimizi en çok da kendimizi tanıtma fırsatımız olacak. Çünkü bisiklet ile hareket yavaş bir hareket şeklidir ve bisikletli geçtiği heryeri doyasıya sindirecek, tanıyacak anlayacak imkana sahiptir.

p3

Avrupa bisiklet rotaları ağıEuroVelo, Avrupa Birliği Turizm ve Ulaştırma Komitesi tarafından desteklenen Sürdürülebilir Turizm projesi olarak tanımlanıyor. Bu  ağ 1.320 ile 10.400 km arasında 14 adet uzun yol bisiklet rotasını kapsıyor. Köyleri, şehirleri, ülkeleri birbirine bağlayarak, rotada yer alan yerleşim bölgelerinin yüksek nitelikli tanınırlık, prestij ve sosyo ekonomik yapılarına destek sağlıyor. Rotanın toplam uzunluğu 70.000 km’den fazla.

Türkiye Koordinatörlüğü 2011 yılında ECF resmi görevlendirmesi ile ENVERÇEVKO tarafından sürdürülüyor. Bölgesel, ulusal ve uluslararası lobi çalışmaları, kalkınma kurul toplantıları, proje öncelikleri belirlenmesi danışma kurulları vb. ile resmi toplantılarda resmi bilgilendirmelerle farkındalık yaratılarak yaygınlaştırılma çalıştırmaları yapılıyor. Avrupa’da yapılan 3 milyar günlük turun en az yüzde 10’unun bu rota üzerinden Türkiye geçişi yapacağını belirten  ENVERÇEVKO başkanı Feridun Ekmekçi, güzergah üzerinde bisiklet turları için bir cazibe merkezi oluşturulması gerektiğini söylüyor. Feridun Ekmekçi, “Bunun için bisiklet taşımacılığının kolaylaştırılması, bisiklet dostu otel ve işletmelerin oluşması, kamp yapmak isteyen bisikletçilere orman tarafından izin verilmesi gerekiyor. Bütün bunlar için çalışmalarımız devam ediyor” diyor.

Eurovelo farkındalık çalışmalarını yürütmek, servis sağlayıcı ağları oluşturmak,yerel ulaşım bağlantılarını oluşturmak, izleme ve değerlendirme yapmak üzere Valilik, Belediyeler, Bölgesel Kalkınma Ajansları, İl Turizm Müdürlükleri, İl Spor Müdürlükleri, Ticaret Odaları‘na bu konuda büyük iş düşüyor. Aktörlerin işbirliği içinde çalışması,  altyapı ve tanıtım çalışmalarının eş zamanlı yürütülmesi gerekiyor. Sürdürülebilir turizm ile kazanan Türkiye olacaktır.